A-B-C-Ç
Perş. 15 Mart 2007 - 18:57
A
Abanmak: Yaslanmak.
Abıla: Abla
Abıl ayı: 14 Nisan-13 Mayıs arasındaki süreye verilen isim.
Ablak: Yuvarlak yüz şekli.
Aca: Acaba
Acans: Televizyon ve radyoda haberler.
Acıbuğu: Ateşten yeni inmiş, çok sıcak.
Acısu: Maden suyu
Acışmak: Canı yanmak, acımak.
Açacak: Kalemtraş.
Adam: Koca ,eş.
Afgurmak:Boş boş konuşmak,havlamak.
Aga:Büyük ağabey, kardeş.
Agacuk:Küçük çocuklara söylenen bir hitap şekli.
Ağaç çakalı:Sincap.
Ağasar:Ağasar Deresi vadisine halk arasında verilen isim.
Ağaşak(Baştaki a uzun söylenir):İp eğirirken ereceğin ucuna takılan, koni şeklinde , ağaçtan yapılan araç.
Ağ palak(Ğ söylenmeden baştaki a uzun söylenir):Akciğer.
Ağu:1-Zehir. 2-Yörede yetişen pembe çiçekli ,çalı şeklinde bitki.Orman gülü ,komar .
Aha:1-İşte burada 2-Bir insanı cimriliğini anlatırken kullanılan ve elin yumruk yapılıp karşıdakine gösterilmesiyle beraber söylenen sözcük.
Ahrayn:Tonyalılar’a yörede verilen isim.
Ahrında:Sonunda.
Akşamcak:Akşamleyin.
Akuru:Düz yol.
Alaca:
Ala corap:Yörede yapılan çok renkli ve nakışlı çorap çeşidi.
Alamuk:Bulutların arasında güneş çıkması.
Ala pakla:Tanesi siyah beyaz olan fasulye cinsi.
Al aşağı: Horonda bir figür
Alemit:İp kelebini yumak haline getirmede kullanılan, dönebilen bir araç.
Aleni:Açıkta ,ortada yapılan iş.
Aletirik:1-Elektrik. 2-El feneri.
Alışmak:1-Tutşmak ,yanmaya başlamak. 2-Bir yer ya da olayı benimseyip kabullenmek.
Aluç dikeni:Alıç.
Amarat:Araç.
Anakenar:Yenen bir mantar çeşidi.
Analık:Üvey anne.
Anca:Şimdi.
Andır:Bir kızma sözcüğü.
Andır galsın:Olmaz olsun anlamında bir kızma sözcüğü.
Anıl cemberi(N genizden çıkar):Alına sarık şeklinde sarılan başörtüsü.
Anmak(N genizden çıkarılır):Birisini ya da bir olayı konuşmak.
Annak:Görülebilecek yer.
Annaklamak:Bakmak.
Anuk:Nane.
Apakuru:Dümdüz yol.
Ara(Ora ,ura şeklinde de söylenir):Erkekler için kullanılan bir hitap sözü.
Ar etmek:Utanmak.
Argaç:Yörede dokuma yapılırken kullanılan atkı ipi.
Argış:Yük taşırken bir seferde götürmeyip belli yerlere taşıyıp yığmak, yüküğ birkaç şeferde taşımak.
Arma:Bel ve göğse takılan fişeklik.
Arpa otu:Bir çayır otu çeşidi.
Aruk:Zayıf.
Aşak(Birinci a uzun, ikinci a kısa söylenir):İp eğirmekte kullanılan ereceğin ucuna takılan , koni şeklinde ,ortası delik ,ağaçtan yapılan araç.
Aşana:Eski evlerde mutfak ve oturma odası olarak kullanılan bölümde tahta üstü.
Aşgar:Başında beyaz lekeler olan .
Aşlamak:1-Su katmak. 2-Aşılamak. 3-Eski çorapları örerek tamir etmek.
Atiş almıya gelmek:Bir yerde otururken acele etmek.
Atişlik:Eski evlerde ateş yakılan bölüm.
Atma cember:Başörtüsünün bütün şeklinde başa atılıp kenarlarının çene altından dolaşıp başın üst tarafında yana gelecek şekilde bağlama şekli.
Atma türkü:Bir anda, akla gelen şekilde söylenen yöresel türkü.
Attım atmak:Oyunlarda takımlar arasında oyuncu paylaşma yöntemi.
Avara:İşsiz, boş.
Avara etmek:İşini yapmasına engel olmak.
Avlanmak:Zehirlenmek.
Avuz:İnek doğurduktan sonra ilk sağılan süt ve bu sütten yapılan bir yiecek.
Ayakçağu:El ve ayak yıkamada kullanılan, ortası dar ve çukur ,kenarları geniş kap.
Ayakdaş:Birlikte yolculuk edilen kişi.
Ayakkabı:Kadın donu. Özellikle alışveriş sırasında kullanılan bir terimdir.
Ayaklanmak:Gitmeye hazırlanmak.
Ayam:Hava durumu.
Ayaklamak:Ayağıyla karıştırmak.
Ayaklanmak:Gitmeye hazırlanmak.
Ayı kulağı:Geniş yapraklı ve soğanlı bir bitki.
Ayıtlamak:Ayıklamak.
B
Baca:Eski evlerde aydınlatmak amacıyla kullanılan evin üzerindeki delik.
Baca sırığı:Eski evlerde aydınlatmada kullanılan bacaların kapaklarını açıp kapamada kullanılan uzun çubuk.
Baçca:Bahçe
Bağa:Bana
Bağlanmak:Cinsel ilişkiye girememek.
Bakagene:Bakarak.
Bakıraç:İçinde yoğurt, süt, sulu yemekler taşınan bakırdan yapılmış ,kapaklı ,tutmak için sapı olan küçük kap
Baldıran:Parçalı ve geniş yapraklı, yemeği de yapılan bir bitki.
Balkan:Sık orman.
Bardabaş:Dedikodu yaparak insanları birbirine katan kiş.
Bartin:Pis kokan 20-30 cm kadar boylanabilen bir bitki. Yaş olarak hayvanlara yedirilirse zehirler.
Basma:Birsini etki ile hasta etmek.
Basıklık:Hastalık.
Başak etmek:Fındıklar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak.
Bat:1-Yaylalarda etrafı çevrili küçük çayırlık. 2-Ağıl.
Batlıcan:Domates.
Bayak:Biraz önce, demin.
Baytar:Veteriner.
Bazarlık:1-Pazar yari. 2-Yayla şenliği.
Behlemek:Sahiplenmek.
Bek:1-Hızlı. 2’-Sağlam,sert, katı.
Bekitmek:Hızla vurmak.
Bel bağı:Kuşağın altından görülecek şekilde bele bağlanan ,ince ,parlak renkli ,ucu püsküllü bir aksesuar.
Belleme:Tarlayı bel ile işleme.
Besmella:Belikli.
Beş daş: Beş taş oyunu.
Bezirgan aşı:Tereyağlı suyun içine mısır ekmeği doğranarak yapılan bir yemek.
Bıldır:Geçen yıl.
Bıyıl:Bu yıl.
Bızıklamak(Cıdıklamak da denir):Aniden koşmaya başlamak.
Bibi:Hala.
Bile:Beraber, birlikte
Bileki:İçinde mısır ekmeği pişirilen taş kap.
Birelik:Yayla evlerinde yatmak için kullanılan bölüm.
Bişi:1-Yufka. 2-Yufkanın saçta pişirildikten sonra yağlı ve şekerli suyla ıslatılmasıyla yapılan bir hamur işi.
Bitike:Küçük, az.
Biyan:Bu taraf.
Biyanki:Bu taraftaki.
Boğuşmak(Söylenirken ğ ve u söylenmez,o uzun söylenir):Uğraşmak,çalışmak.
Boran:Rüzgar, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan yağışlı hava olayı.
Bostan:Salatalık, hıyar.
Boz:Köknar
Böcük:Böcek.
Bökelemek:Ayakta durmak.
Bucaklık:Evin mutfak kısmı.
Burmalı:Kol böreği.
Bulaşık:İnsanları birbirine takan ,aralarını bozan kişi.
Buymak: Çok üşümek.
Bürük:Bir sarmaşık çeşidi, yabani kahkaha çiçeği.
Büşürmek:Pişirmek.
Büzük:Küfrederken kullanılan kadın cinsel organı anlamında bir kelime.
C
Cablama:İnce uzun tahta.
Caht etmek:Azmetmek.
Cahra:Kendir iplerinden dokuma yapılırken kullanılan tezgahın parçalarından birisi.
Camadan:Sırt çantası.
Cam ışığı:Gaz lambası.
Canavar:Kurt anlamında kullanılır.
Canına getsin:Birisine su veya yemek verilmesi durumunda ölülerin ruhuna faydalı olması düşüncesi ile yapılan bir dua.
Caydak:Sade.
Caymak:Vazgeçmek.
Cazu:Cadı.
Celep:1-Satılmak için toplanan hayvan. 2-Bu işle uğraşan kişi.
Cember:Baş örtüsü.
Cenik:Deniz kenarı.
Ceyran:Elektrik.
Cıdık:Kuş tuzağı.
Cıdık atmak:Gezmek.
Cığmak(I uzun söylenir):Kedi vb. hayvanların tırnağı.
Cığmaklamak(I uzun söylenir):Tırnağıyla çizmek.
Cıngan:Çingene
Cıpsu:Yağmurda iyice ıslanmış.
Cırıtla:Mayalı ve sulu hamurdan yağda kızartılarak hazırlanan bir hamur işi çeşidi.
Cıvata:Vida
Cicik:Meme
Cinek:İnce çayır otu.
Coharlamak:Yayladan geldikten sonra yaş fındık vb. meyveleri yiyerek zehirlenmek.
Comaat:1-Topluluk. 2-Bir sorunu halletmek için toplanmış insan grubu.
Coşkun:Eğlenmeyi, oynmayı seven kişi.
Cöğüz(Ö uzun söylenir):Ceviz
Cumbuşlu:Eğlenceli, komik.
Cücük:Civciv.
Ç
Çadar:Kurutulmak için asılmış mısır koçanı.
Çağarmak:Çağırmak, davet etmek.
Çağman(Ğ söylenmeden a uzun olarak söylenir):Yaprakları çınara benzeyen , kalın gövdeli bir ağaç cinsi.
Çakıldak: Çiçekleri henüz dökülmüş, daha büyümemiş kiraz, erik gibi meyveler.
Çalı çilek:Dallarından süpürge olarak da yararlanılan, siyah küçük meyveleri yenen, birkaç metre boylanan bir çalı bitkisi.
Çalpara:Geniş ve yayvan tencere.
Çangal:Ot yığmak için kullanılan dallı ağaç .
Çapan:Kuşağın kenarlarına dikilen bir dokuma çeşidi.
Çapula:Ayakkabı.
Çaput:Eski bez parçası.
Çapmak:Uğraşmak ,çalışmak.
Çapula:Ayakkabı.
Çatal böceği:Özellikle fındıklarda bulunan ince ve uzun ,çok bacaklı bir böcek.
Çayan:Yengeç ,istakoz türü su böcekleri.
Çaynık:Çaydanlık, demlik.
Çebiç:Bir yaşında keçi yavrusu.
Çekme:Kızı zorla, isteği olmadan kaçırmak.
Çekmen:Yağmurda ıslanmamak için sırta alınan ve kıldan dokunarak yapılan giysi.
Çelik:1-Çelik çomak oyunu. 2-Sığırların bağlanması sırasında urgana takılan küçük odun parçası.
Çenti:sırt çantası.
Çentik: Yöresel olarak dokunp yapılan çanta.
Çığrmak:Yüksek sesle bağırıp ağlamak.
Çıngıl:1-Küçük ve seyrek taneli üzüm vb. meyve salkımı. 2-Gelinlere takılan gümüş takı. 3-Ağaç çekmeye yarayan demir çivi.
Çıpara:Bir tür eğrelti otu.
Çırakman:Gaz lambasının takıldığı bir eşya.
Çıtıl:İnce dallar çok fazla olan ağaç ya da ağaççık.
Çıtıruk:Küçük yapraklı ,çatlak kabuklu bir ağaç çeşidi.
Çıtlak:Kor halindeki küçük ateş parçası.
Çiften:Pembe çiçekli, sonbaharda açan bir çiğdem çeşidi.
Çillenmek:Patates ya da çeşitli tohumların çimlenmesi.
Çimmek:Yıkanmak, banyo yapmak.
Çise:İnce yağmur.
Çit:1-Mısır tanelerini koçandan ayırmak için kullanılan ,ince çubuklardan örülerek yapılan bir araç. 2-Tohumun üzerini örtmek için kullanılan ince çubuktan yapılan bir araç.
Çitlik:Kaburga.
Çivi:Mısırı dış kabuğundan ayırmada kullanılan ucu sivri odun parçası.
Çivit:Çekirdek.
Çoğrumak:Sakinleşmek.
Çokmak:Bir araya toplanarak beklemek.
Çokluk:1-Kalabalık. 2- Kadırga şenliği sırasında obalardan gelen gruplar.
Çorlanmak:1-Bir yerin yaşayan kimse kalmayıp harabe haline gelmesi. 2-Kızınca yat aşağı anlamında kullanılan bir sözcük.
Çort: Dikenli çalılık.
Çöğür:Mısır sapı.
Çömen:Kurutulmak için yığılmış mısır sapı.
Çöpür:Keçi kılı.
Çörek:Sulu ve mayalı hamurdan yapılarak sacda bir hamur işi çeşidi.
Çörelemek:Oyalanmak.
Çöğür(Ö uzun söylenir):Toprakta kalmış mısır sapı.
Çömen:Yığın yağılmış mısır sapı.
Çöşke:Göbekli, şişman kişi.
Çöten:İçine mısır konulan ince çubuk veya tahtadan yapılan ambar.
Çötüre:Büyük ve geniş sepet.
Çul:1-Genellikle kıldan yapılan dokuma. 2-Yöresel olarak battaniye ve örtü olarak kullanılan bir dokuma çeşidi. 3-Mısır koçanlarında sarı tanelerin arasında olan siyah renkli taneler.
Çürük ayı:Orak ayı, 14 temmuz 13 ağustos arası.
Abanmak: Yaslanmak.
Abıla: Abla
Abıl ayı: 14 Nisan-13 Mayıs arasındaki süreye verilen isim.
Ablak: Yuvarlak yüz şekli.
Aca: Acaba
Acans: Televizyon ve radyoda haberler.
Acıbuğu: Ateşten yeni inmiş, çok sıcak.
Acısu: Maden suyu
Acışmak: Canı yanmak, acımak.
Açacak: Kalemtraş.
Adam: Koca ,eş.
Afgurmak:Boş boş konuşmak,havlamak.
Aga:Büyük ağabey, kardeş.
Agacuk:Küçük çocuklara söylenen bir hitap şekli.
Ağaç çakalı:Sincap.
Ağasar:Ağasar Deresi vadisine halk arasında verilen isim.
Ağaşak(Baştaki a uzun söylenir):İp eğirirken ereceğin ucuna takılan, koni şeklinde , ağaçtan yapılan araç.
Ağ palak(Ğ söylenmeden baştaki a uzun söylenir):Akciğer.
Ağu:1-Zehir. 2-Yörede yetişen pembe çiçekli ,çalı şeklinde bitki.Orman gülü ,komar .
Aha:1-İşte burada 2-Bir insanı cimriliğini anlatırken kullanılan ve elin yumruk yapılıp karşıdakine gösterilmesiyle beraber söylenen sözcük.
Ahrayn:Tonyalılar’a yörede verilen isim.
Ahrında:Sonunda.
Akşamcak:Akşamleyin.
Akuru:Düz yol.
Alaca:
Ala corap:Yörede yapılan çok renkli ve nakışlı çorap çeşidi.
Alamuk:Bulutların arasında güneş çıkması.
Ala pakla:Tanesi siyah beyaz olan fasulye cinsi.
Al aşağı: Horonda bir figür
Alemit:İp kelebini yumak haline getirmede kullanılan, dönebilen bir araç.
Aleni:Açıkta ,ortada yapılan iş.
Aletirik:1-Elektrik. 2-El feneri.
Alışmak:1-Tutşmak ,yanmaya başlamak. 2-Bir yer ya da olayı benimseyip kabullenmek.
Aluç dikeni:Alıç.
Amarat:Araç.
Anakenar:Yenen bir mantar çeşidi.
Analık:Üvey anne.
Anca:Şimdi.
Andır:Bir kızma sözcüğü.
Andır galsın:Olmaz olsun anlamında bir kızma sözcüğü.
Anıl cemberi(N genizden çıkar):Alına sarık şeklinde sarılan başörtüsü.
Anmak(N genizden çıkarılır):Birisini ya da bir olayı konuşmak.
Annak:Görülebilecek yer.
Annaklamak:Bakmak.
Anuk:Nane.
Apakuru:Dümdüz yol.
Ara(Ora ,ura şeklinde de söylenir):Erkekler için kullanılan bir hitap sözü.
Ar etmek:Utanmak.
Argaç:Yörede dokuma yapılırken kullanılan atkı ipi.
Argış:Yük taşırken bir seferde götürmeyip belli yerlere taşıyıp yığmak, yüküğ birkaç şeferde taşımak.
Arma:Bel ve göğse takılan fişeklik.
Arpa otu:Bir çayır otu çeşidi.
Aruk:Zayıf.
Aşak(Birinci a uzun, ikinci a kısa söylenir):İp eğirmekte kullanılan ereceğin ucuna takılan , koni şeklinde ,ortası delik ,ağaçtan yapılan araç.
Aşana:Eski evlerde mutfak ve oturma odası olarak kullanılan bölümde tahta üstü.
Aşgar:Başında beyaz lekeler olan .
Aşlamak:1-Su katmak. 2-Aşılamak. 3-Eski çorapları örerek tamir etmek.
Atiş almıya gelmek:Bir yerde otururken acele etmek.
Atişlik:Eski evlerde ateş yakılan bölüm.
Atma cember:Başörtüsünün bütün şeklinde başa atılıp kenarlarının çene altından dolaşıp başın üst tarafında yana gelecek şekilde bağlama şekli.
Atma türkü:Bir anda, akla gelen şekilde söylenen yöresel türkü.
Attım atmak:Oyunlarda takımlar arasında oyuncu paylaşma yöntemi.
Avara:İşsiz, boş.
Avara etmek:İşini yapmasına engel olmak.
Avlanmak:Zehirlenmek.
Avuz:İnek doğurduktan sonra ilk sağılan süt ve bu sütten yapılan bir yiecek.
Ayakçağu:El ve ayak yıkamada kullanılan, ortası dar ve çukur ,kenarları geniş kap.
Ayakdaş:Birlikte yolculuk edilen kişi.
Ayakkabı:Kadın donu. Özellikle alışveriş sırasında kullanılan bir terimdir.
Ayaklanmak:Gitmeye hazırlanmak.
Ayam:Hava durumu.
Ayaklamak:Ayağıyla karıştırmak.
Ayaklanmak:Gitmeye hazırlanmak.
Ayı kulağı:Geniş yapraklı ve soğanlı bir bitki.
Ayıtlamak:Ayıklamak.
B
Baca:Eski evlerde aydınlatmak amacıyla kullanılan evin üzerindeki delik.
Baca sırığı:Eski evlerde aydınlatmada kullanılan bacaların kapaklarını açıp kapamada kullanılan uzun çubuk.
Baçca:Bahçe
Bağa:Bana
Bağlanmak:Cinsel ilişkiye girememek.
Bakagene:Bakarak.
Bakıraç:İçinde yoğurt, süt, sulu yemekler taşınan bakırdan yapılmış ,kapaklı ,tutmak için sapı olan küçük kap
Baldıran:Parçalı ve geniş yapraklı, yemeği de yapılan bir bitki.
Balkan:Sık orman.
Bardabaş:Dedikodu yaparak insanları birbirine katan kiş.
Bartin:Pis kokan 20-30 cm kadar boylanabilen bir bitki. Yaş olarak hayvanlara yedirilirse zehirler.
Basma:Birsini etki ile hasta etmek.
Basıklık:Hastalık.
Başak etmek:Fındıklar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak.
Bat:1-Yaylalarda etrafı çevrili küçük çayırlık. 2-Ağıl.
Batlıcan:Domates.
Bayak:Biraz önce, demin.
Baytar:Veteriner.
Bazarlık:1-Pazar yari. 2-Yayla şenliği.
Behlemek:Sahiplenmek.
Bek:1-Hızlı. 2’-Sağlam,sert, katı.
Bekitmek:Hızla vurmak.
Bel bağı:Kuşağın altından görülecek şekilde bele bağlanan ,ince ,parlak renkli ,ucu püsküllü bir aksesuar.
Belleme:Tarlayı bel ile işleme.
Besmella:Belikli.
Beş daş: Beş taş oyunu.
Bezirgan aşı:Tereyağlı suyun içine mısır ekmeği doğranarak yapılan bir yemek.
Bıldır:Geçen yıl.
Bıyıl:Bu yıl.
Bızıklamak(Cıdıklamak da denir):Aniden koşmaya başlamak.
Bibi:Hala.
Bile:Beraber, birlikte
Bileki:İçinde mısır ekmeği pişirilen taş kap.
Birelik:Yayla evlerinde yatmak için kullanılan bölüm.
Bişi:1-Yufka. 2-Yufkanın saçta pişirildikten sonra yağlı ve şekerli suyla ıslatılmasıyla yapılan bir hamur işi.
Bitike:Küçük, az.
Biyan:Bu taraf.
Biyanki:Bu taraftaki.
Boğuşmak(Söylenirken ğ ve u söylenmez,o uzun söylenir):Uğraşmak,çalışmak.
Boran:Rüzgar, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan yağışlı hava olayı.
Bostan:Salatalık, hıyar.
Boz:Köknar
Böcük:Böcek.
Bökelemek:Ayakta durmak.
Bucaklık:Evin mutfak kısmı.
Burmalı:Kol böreği.
Bulaşık:İnsanları birbirine takan ,aralarını bozan kişi.
Buymak: Çok üşümek.
Bürük:Bir sarmaşık çeşidi, yabani kahkaha çiçeği.
Büşürmek:Pişirmek.
Büzük:Küfrederken kullanılan kadın cinsel organı anlamında bir kelime.
C
Cablama:İnce uzun tahta.
Caht etmek:Azmetmek.
Cahra:Kendir iplerinden dokuma yapılırken kullanılan tezgahın parçalarından birisi.
Camadan:Sırt çantası.
Cam ışığı:Gaz lambası.
Canavar:Kurt anlamında kullanılır.
Canına getsin:Birisine su veya yemek verilmesi durumunda ölülerin ruhuna faydalı olması düşüncesi ile yapılan bir dua.
Caydak:Sade.
Caymak:Vazgeçmek.
Cazu:Cadı.
Celep:1-Satılmak için toplanan hayvan. 2-Bu işle uğraşan kişi.
Cember:Baş örtüsü.
Cenik:Deniz kenarı.
Ceyran:Elektrik.
Cıdık:Kuş tuzağı.
Cıdık atmak:Gezmek.
Cığmak(I uzun söylenir):Kedi vb. hayvanların tırnağı.
Cığmaklamak(I uzun söylenir):Tırnağıyla çizmek.
Cıngan:Çingene
Cıpsu:Yağmurda iyice ıslanmış.
Cırıtla:Mayalı ve sulu hamurdan yağda kızartılarak hazırlanan bir hamur işi çeşidi.
Cıvata:Vida
Cicik:Meme
Cinek:İnce çayır otu.
Coharlamak:Yayladan geldikten sonra yaş fındık vb. meyveleri yiyerek zehirlenmek.
Comaat:1-Topluluk. 2-Bir sorunu halletmek için toplanmış insan grubu.
Coşkun:Eğlenmeyi, oynmayı seven kişi.
Cöğüz(Ö uzun söylenir):Ceviz
Cumbuşlu:Eğlenceli, komik.
Cücük:Civciv.
Ç
Çadar:Kurutulmak için asılmış mısır koçanı.
Çağarmak:Çağırmak, davet etmek.
Çağman(Ğ söylenmeden a uzun olarak söylenir):Yaprakları çınara benzeyen , kalın gövdeli bir ağaç cinsi.
Çakıldak: Çiçekleri henüz dökülmüş, daha büyümemiş kiraz, erik gibi meyveler.
Çalı çilek:Dallarından süpürge olarak da yararlanılan, siyah küçük meyveleri yenen, birkaç metre boylanan bir çalı bitkisi.
Çalpara:Geniş ve yayvan tencere.
Çangal:Ot yığmak için kullanılan dallı ağaç .
Çapan:Kuşağın kenarlarına dikilen bir dokuma çeşidi.
Çapula:Ayakkabı.
Çaput:Eski bez parçası.
Çapmak:Uğraşmak ,çalışmak.
Çapula:Ayakkabı.
Çatal böceği:Özellikle fındıklarda bulunan ince ve uzun ,çok bacaklı bir böcek.
Çayan:Yengeç ,istakoz türü su böcekleri.
Çaynık:Çaydanlık, demlik.
Çebiç:Bir yaşında keçi yavrusu.
Çekme:Kızı zorla, isteği olmadan kaçırmak.
Çekmen:Yağmurda ıslanmamak için sırta alınan ve kıldan dokunarak yapılan giysi.
Çelik:1-Çelik çomak oyunu. 2-Sığırların bağlanması sırasında urgana takılan küçük odun parçası.
Çenti:sırt çantası.
Çentik: Yöresel olarak dokunp yapılan çanta.
Çığrmak:Yüksek sesle bağırıp ağlamak.
Çıngıl:1-Küçük ve seyrek taneli üzüm vb. meyve salkımı. 2-Gelinlere takılan gümüş takı. 3-Ağaç çekmeye yarayan demir çivi.
Çıpara:Bir tür eğrelti otu.
Çırakman:Gaz lambasının takıldığı bir eşya.
Çıtıl:İnce dallar çok fazla olan ağaç ya da ağaççık.
Çıtıruk:Küçük yapraklı ,çatlak kabuklu bir ağaç çeşidi.
Çıtlak:Kor halindeki küçük ateş parçası.
Çiften:Pembe çiçekli, sonbaharda açan bir çiğdem çeşidi.
Çillenmek:Patates ya da çeşitli tohumların çimlenmesi.
Çimmek:Yıkanmak, banyo yapmak.
Çise:İnce yağmur.
Çit:1-Mısır tanelerini koçandan ayırmak için kullanılan ,ince çubuklardan örülerek yapılan bir araç. 2-Tohumun üzerini örtmek için kullanılan ince çubuktan yapılan bir araç.
Çitlik:Kaburga.
Çivi:Mısırı dış kabuğundan ayırmada kullanılan ucu sivri odun parçası.
Çivit:Çekirdek.
Çoğrumak:Sakinleşmek.
Çokmak:Bir araya toplanarak beklemek.
Çokluk:1-Kalabalık. 2- Kadırga şenliği sırasında obalardan gelen gruplar.
Çorlanmak:1-Bir yerin yaşayan kimse kalmayıp harabe haline gelmesi. 2-Kızınca yat aşağı anlamında kullanılan bir sözcük.
Çort: Dikenli çalılık.
Çöğür:Mısır sapı.
Çömen:Kurutulmak için yığılmış mısır sapı.
Çöpür:Keçi kılı.
Çörek:Sulu ve mayalı hamurdan yapılarak sacda bir hamur işi çeşidi.
Çörelemek:Oyalanmak.
Çöğür(Ö uzun söylenir):Toprakta kalmış mısır sapı.
Çömen:Yığın yağılmış mısır sapı.
Çöşke:Göbekli, şişman kişi.
Çöten:İçine mısır konulan ince çubuk veya tahtadan yapılan ambar.
Çötüre:Büyük ve geniş sepet.
Çul:1-Genellikle kıldan yapılan dokuma. 2-Yöresel olarak battaniye ve örtü olarak kullanılan bir dokuma çeşidi. 3-Mısır koçanlarında sarı tanelerin arasında olan siyah renkli taneler.
Çürük ayı:Orak ayı, 14 temmuz 13 ağustos arası.
- sahbaz
- Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 11/03/09
Geri: A-B-C-Ç
Salı 11 Ocak 2011 - 9:56
hüseyin merhaba ben osmanşahin ktuden elek/elektro teknikeri
sayfanızı güncellem,şsiniz hayırlı olsun
sayfanızı güncellem,şsiniz hayırlı olsun
Geri: A-B-C-Ç
Salı 11 Ocak 2011 - 22:16
oo osman abi, evet biraz bişeyler yaptık..Baya zaman oldu nerelerdesin?
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz