H-I-İ-J
Perş. 15 Mart 2007 - 18:55
H
Habu:Bu
Habura: Burası
Haçan:Madem
Hakırdamak:Horlamak.
Halamu(Sondaki u uzun söylenir):Hala oğlu.
Ham tevek:Çok yıllık, beyaz çiçekli, tüylü tohumları olan, gövdesi üzüm gibi ve yaprakları parçalı bir bitki.
Hamayli:Yakaya takılan üçgen şeklinde , gümüşten yapılmış muska kabı.
Hamsı:Hamsi.
Hamur gelmek:Hamurun mayalnıp kabarması.
Hark:Küçük kanal.
Hara(İlk a uzun söylenir):Nere.
Harar:Büyük sepet.
Harman etmek:1-Fındık gibi ürünleri serip kurutmak. 2-Bir yeri çiğneyerek otsuz toprak haline getirmek.
Harpıtmak:sulu bir yiyeceği ekmeksiz yemek.
Hartama:Evin üzerine örtülen dar ve ince tahta.
Has un:Buğday unu.
Haşindi:Şimdi.
Haşlak:Çok sıcak.
Haşu:O
Hatçak:Güzel.
Hav:O
Havra:Orası
Havruz:Bebeklerin tuvaletlerini yapmaları için beşiğin içine yerleştirilen kap.
Haygır:1-Aygır, erkek at. 2-Çabuk tohumlayan, beğenilmeyen pazı vb. sebzeler.
Hayf almak:Öç almak.
Haylamak:Yüksek sesle bağırmak.
Hebile:Böyle.
Hecük:Evet
Hedik:Kara batmamak için giyilen ayakkabı.
Helbet:Tabi ki, elbette.
Hele(İlk e uzun söylenir):Nasıl
Helle:Su ve mısır unundan yapılan bir yemek.
Hengem:Eğlence.
Heri:Cümlelerin baş veya sonunda kullanılan, önemsizlik belirten bir kelime.
Heş:Sığırları yürütmek için söylenen bir kelime.
Heşleme1-:Sığırları yürüt. 2-Rahat bırak, dokunma.
Hevle gene:Öyle
Hıdırellez gabağı:Hıdırellez zamanı diklen kabak.
Hırp:Kapalı, iyice yerleşmiş.
Hırsız sülük:Kabuksuz salyangoz.
Hışır:Eski, kullanılmaz durumda olan.
Hışır etmek:1-Kullanılmaz duruma getirmek. 2-Aşırı şekilde dövmek.
Hızan:Çocuk.
Hobuk etmek:Özellikle çocukları sırtına almak.
Hopur:Hırslı ve çok çalışan kişi.
Hoşguran:Yemek yapılan, tarlalarda yetişen bir bitki.
Hölümek:Islanmak.
Hurik(Sondaki i uzun söylenir):Baykuş.
Hüdüklemek:Ürkmek, korkmak.
I
Imık:Sıcak
Irak:Uzak
Irgamak:Kıpırdatmak, sarsmak.
Irgat:İş yaptırılan kişi.
Isgat:Ölünün ardından dağıtılan para.
Işmar etmek:Gözünü kapatıp açarak işaret vermek.
Iymak:Sermek.
Iyım sıyım etmek:Serip dağıtmak.
İ
İbikli gazma:Gıyı gazmasının arka tarafında küçük , kesici bir kısım olan çeşidi. Çalışma sırasında çıkan kökler bu kısımla kesilir.
İdirah etmek:Tiksinmek.
İfak:Küçük.
İkide buyıl:Sık sık.
İkilemek:Mısırların ikinci çapası.
İlehen:Leğen
İleki gün:Önceki gün.
İlenmek:Beddua etmek.
İlistir:Süzgeç.
İstanbul çileği:Büyük meyveli, yetiştirilen bir çilek türü.
İstanbul eriği:Armut şeklinde, iri bir erik çeşidi.
İsti:El yakacak kadar sıcak.
İşgillenmek:Şüphelenmek.
İşlik:1-Gömlek, atlet. 2-kadınların giydiği bir tür ceket.
İt:Köpek.
İt keseri: Güz çiğdeminin ilbaharda büyüyen yapraklarına verilen isim.
J
Habu:Bu
Habura: Burası
Haçan:Madem
Hakırdamak:Horlamak.
Halamu(Sondaki u uzun söylenir):Hala oğlu.
Ham tevek:Çok yıllık, beyaz çiçekli, tüylü tohumları olan, gövdesi üzüm gibi ve yaprakları parçalı bir bitki.
Hamayli:Yakaya takılan üçgen şeklinde , gümüşten yapılmış muska kabı.
Hamsı:Hamsi.
Hamur gelmek:Hamurun mayalnıp kabarması.
Hark:Küçük kanal.
Hara(İlk a uzun söylenir):Nere.
Harar:Büyük sepet.
Harman etmek:1-Fındık gibi ürünleri serip kurutmak. 2-Bir yeri çiğneyerek otsuz toprak haline getirmek.
Harpıtmak:sulu bir yiyeceği ekmeksiz yemek.
Hartama:Evin üzerine örtülen dar ve ince tahta.
Has un:Buğday unu.
Haşindi:Şimdi.
Haşlak:Çok sıcak.
Haşu:O
Hatçak:Güzel.
Hav:O
Havra:Orası
Havruz:Bebeklerin tuvaletlerini yapmaları için beşiğin içine yerleştirilen kap.
Haygır:1-Aygır, erkek at. 2-Çabuk tohumlayan, beğenilmeyen pazı vb. sebzeler.
Hayf almak:Öç almak.
Haylamak:Yüksek sesle bağırmak.
Hebile:Böyle.
Hecük:Evet
Hedik:Kara batmamak için giyilen ayakkabı.
Helbet:Tabi ki, elbette.
Hele(İlk e uzun söylenir):Nasıl
Helle:Su ve mısır unundan yapılan bir yemek.
Hengem:Eğlence.
Heri:Cümlelerin baş veya sonunda kullanılan, önemsizlik belirten bir kelime.
Heş:Sığırları yürütmek için söylenen bir kelime.
Heşleme1-:Sığırları yürüt. 2-Rahat bırak, dokunma.
Hevle gene:Öyle
Hıdırellez gabağı:Hıdırellez zamanı diklen kabak.
Hırp:Kapalı, iyice yerleşmiş.
Hırsız sülük:Kabuksuz salyangoz.
Hışır:Eski, kullanılmaz durumda olan.
Hışır etmek:1-Kullanılmaz duruma getirmek. 2-Aşırı şekilde dövmek.
Hızan:Çocuk.
Hobuk etmek:Özellikle çocukları sırtına almak.
Hopur:Hırslı ve çok çalışan kişi.
Hoşguran:Yemek yapılan, tarlalarda yetişen bir bitki.
Hölümek:Islanmak.
Hurik(Sondaki i uzun söylenir):Baykuş.
Hüdüklemek:Ürkmek, korkmak.
I
Imık:Sıcak
Irak:Uzak
Irgamak:Kıpırdatmak, sarsmak.
Irgat:İş yaptırılan kişi.
Isgat:Ölünün ardından dağıtılan para.
Işmar etmek:Gözünü kapatıp açarak işaret vermek.
Iymak:Sermek.
Iyım sıyım etmek:Serip dağıtmak.
İ
İbikli gazma:Gıyı gazmasının arka tarafında küçük , kesici bir kısım olan çeşidi. Çalışma sırasında çıkan kökler bu kısımla kesilir.
İdirah etmek:Tiksinmek.
İfak:Küçük.
İkide buyıl:Sık sık.
İkilemek:Mısırların ikinci çapası.
İlehen:Leğen
İleki gün:Önceki gün.
İlenmek:Beddua etmek.
İlistir:Süzgeç.
İstanbul çileği:Büyük meyveli, yetiştirilen bir çilek türü.
İstanbul eriği:Armut şeklinde, iri bir erik çeşidi.
İsti:El yakacak kadar sıcak.
İşgillenmek:Şüphelenmek.
İşlik:1-Gömlek, atlet. 2-kadınların giydiği bir tür ceket.
İt:Köpek.
İt keseri: Güz çiğdeminin ilbaharda büyüyen yapraklarına verilen isim.
J
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz